Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
receive a cargo
uyuma
datos cuánticos
her bir ... için
Geçmiş
Cümleler
"her bir ... için"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
her bir ... için
per
ed.
"her bir ... için"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 132 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
belirli bir süre için her yıl ödenen ve emek karşılığı olmayan maaş
annuity
i.
2
Genel
çözülmeyi önlemek için her dolamada bir düğüm atarak gırcala ile kaplamak veya sabitlemek
marl
i.
3
Genel
mahkeme süreçlerini yürütmesi ve şerifinkine benzer çeşitli görevleri yerine getirmesi için abd'nin her bir daire kazasına atanan idare memuru
marshall
i.
4
Genel
yeni ayın tarihini ayarlamak için her 134 yılda bir artık yıla ait günü ortadan kaldırma uygulaması
metemptosis
i.
5
Genel
(bir davranış için) birinin her zamanki davranışlarına uymamak
be out of character
f.
6
Genel
her yerde bir nutuk çekerek dolaşmak (oy toplamak/destek sağlamak için)
stump
f.
7
Genel
bir şey için her şeyini vermek
give eyeteeth for
f.
Phrasals
8
Öbek Fiiller
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak
beguile (someone) into (doing something)
f.
9
Öbek Fiiller
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak
beguile someone into something
f.
10
Öbek Fiiller
(birinin bir şey) yapmaması için her türlü çareye başvurmak
beguile someone out of something
f.
11
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için her tarafı aramak
rummage around for (something)
f.
12
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) her tarafını aramak
rummage around in (something) for (something)
f.
13
Öbek Fiiller
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) her tarafını aramak
rummage through (something) (for something)
f.
14
Öbek Fiiller
(birini/bir şey) bulmak için her yanı aramak
scrounge around (for someone or something)
f.
Phrases
15
İfadeler
her bir pazar/piyasa için ayrı ayrı
on a market by market basis
expr.
16
İfadeler
(bir şey için) her şey hazır
all systems go (for something)
expr.
17
İfadeler
(bir şey için) her şey planlandığı gibi
all systems go (for something)
expr.
18
İfadeler
(bir şey için) her şey yolunda
all systems go (for something)
expr.
19
İfadeler
(bir şey için) her şey başlamaya hazır
all systems go (for something)
expr.
20
İfadeler
(bir şey için) her şey hazır
all systems go (for something)
expr.
21
İfadeler
(bir şey için) her şey planlandığı gibi
all systems go (for something)
expr.
22
İfadeler
(bir şey için) her şey yolunda
all systems go (for something)
expr.
23
İfadeler
(bir şey için) her şey başlamaya hazır
all systems go (for something)
expr.
Colloquial
24
Konuşma Dili
(bir şey) için her şeyi vermek
give anything (for something)
f.
25
Konuşma Dili
(bir şey) için her şeyi feda etmek
give anything (for something)
f.
26
Konuşma Dili
(bir şey) için her şeyi yapmak
give anything (for something)
f.
27
Konuşma Dili
bir şey için her yolu denemek
go all out for something
f.
28
Konuşma Dili
bir şey için elinden gelen her şeyi yapmak
go all out for something
f.
29
Konuşma Dili
(bir şey yapmak için) her şey/tamamen hazır
(all) set
s.
30
Konuşma Dili
(bir şey yapmak için) her şey/tamamen hazır
(all) set
s.
31
Konuşma Dili
her hırsızın vicdanını rahatlatmak için bir mazereti vardır
every thief has some excuse to ease their conscience
expr.
32
Konuşma Dili
müziği durdurun! her şeyi durdurun! (bir konuşma esnasında araya girip birinin dikkatini çekmek için söylenir)
stop the music! hold everything!
expr.
33
Konuşma Dili
her bir kişi için
all around
expr.
34
Konuşma Dili
her bir kişi için
all round
expr.
35
Konuşma Dili
her bir kişi için
all around
expr.
36
Konuşma Dili
her bir kişi için
all round
expr.
37
Konuşma Dili
(biri/bir şey) için her şey bitti
that's all for (someone or something)
expr.
Idioms
38
Deyim
gidip gidip gelmemek için her şeyi bir kerede yüklenip taşımaya çalışma
lazy man's load
i.
39
Deyim
kendi isteklerini bir kenara bırakıp her zaman başkaları için uğraşmak
can't call one's soul one's own
f.
40
Deyim
(bir şey için) her şeyini vermek
give one's eye teeth for something
f.
41
Deyim
(bir şey yapmak ya da yapmamak için) her yolu denemek
as much as (one) could do (not) (to do something)
f.
42
Deyim
(bir şeyi yapmak ya da yapmamak) için her yolu denemek
be all (one) could do (not) to (do something)
f.
43
Deyim
bir şeyi yapmak (ya da yapmamak) için her yolu denemek
be all somebody can/could do (not) to do something
f.
44
Deyim
her şeyi yiyip yutan bir şeyi devam ettirebilmek için büyük para, zaman, enerji harcamak
feed the beast
f.
45
Deyim
bir şeye ulaşmak için her yolu denemek
make a spoon or spoil a horn
f.
46
Deyim
bir şeye ulaşmak için her şeyi göze almak
make a spoon or spoil a horn
f.
47
Deyim
bir iş için her şeyini ortaya koymak
be all in
f.
48
Deyim
(bir şeyi yapmak için) her yolu denemek
go to great lengths (to do something)
f.
49
Deyim
(bir şeyi yapmak için) her çareye başvurmak
go to great lengths (to do something)
f.
50
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için her yerin altını üstüne getirmek
be beating the bushes (for someone or something)
f.
51
Deyim
(birini/bir şey) bulmak için her yere bakmak
beat the bushes (for someone or something)
f.
52
Deyim
bir şey için her şeyini riske atmak
bet the farm
f.
53
Deyim
bir şey için her şeyini riske atmak
bet the ranch
f.
54
Deyim
kendi isteklerini bir kenara bırakıp her zaman başkaları için uğraşmak
can't call soul own
f.
55
Deyim
(bir şey yapmak) için her şeyini vermek
give (one's) eyeteeth to (do something)
f.
56
Deyim
(biri/bir şey için) her şeyini vermek
give one's right arm (for someone or something)
f.
57
Deyim
(biri/bir şey için) her şeyini vermek
give one's eyeteeth (for someone or something)
f.
58
Deyim
(bir şey) için her şeyini vermek
give (one's) eyeteeth for (something)
f.
59
Deyim
(bir şey için) her şeyini ortaya koymak
give (something) (one's) all
f.
60
Deyim
(bir şey yapmak için) elinden gelen her şeyi yapmak
go to any lengths to (do something)
f.
61
Deyim
(bir şey yapmak için) her yola başvurmak
go to any lengths to (do something)
f.
62
Deyim
(bir şey yapmak için) her yolu denemek
go to any lengths to (do something)
f.
63
Deyim
(bir şey yapmak için) her çareye başvurmak
go to any lengths to (do something)
f.
64
Deyim
(bir şey yapmak için) elinden gelen her şeyi yapmak
go to any length to (do something)
f.
65
Deyim
(bir şey yapmak için) her yola başvurmak
go to any length to (do something)
f.
66
Deyim
(bir şey yapmak için) her yolu denemek
go to any length to (do something)
f.
67
Deyim
(bir şey yapmak için) her çareye başvurmak
go to any length to (do something)
f.
68
Deyim
(bir şey yapmak için) elinden gelen her şeyi yapmak
go to any greats to (do something)
f.
69
Deyim
(bir şey yapmak için) her yola başvurmak
go to any greats to (do something)
f.
70
Deyim
(bir şey yapmak için) her yolu denemek
go to any greats to (do something)
f.
71
Deyim
(bir şey yapmak için) her çareye başvurmak
go to any greats to (do something)
f.
72
Deyim
(bir şey yapmak için) elinden gelen her şeyi yapmak
go to any great to (do something)
f.
73
Deyim
(bir şey yapmak için) her yola başvurmak
go to any great to (do something)
f.
74
Deyim
(bir şey yapmak için) her yolu denemek
go to any great to (do something)
f.
75
Deyim
(bir şey yapmak için) her çareye başvurmak
go to any great to (do something)
f.
76
Deyim
(bir şey) için her şeyi yapmak
go to the stake for (something)
f.
77
Deyim
(bir şey) için her yolu denemek
go to the stake for (something)
f.
78
Deyim
bir şey için her şeyini vermek
kill for something
f.
79
Deyim
bir şey için her şeyi yapmak
kill for something
f.
80
Deyim
(bir şey yapmak için) her çareye başvurmak
make every effort (to do something)
f.
81
Deyim
(bir şey yapmak için) her yolu denemek
make every effort (to do something)
f.
82
Deyim
(bir şey) için her şeyini vermek
put (one's) heart (and soul) into (something)
f.
83
Deyim
(bir şeyi başarmak için) elinde ne var ne yok her şeyi vermek
throw the kitchen sink
f.
84
Deyim
(bir şey) için her şeyini vermek
would/could kill for (something)
f.
85
Deyim
(bir şey) için her şeyi yapmak
would/could kill for (something)
f.
Speaking
86
Konuşma
yaşamak için her zaman bir neden vardır
there is always a reason to live
expr.
87
Konuşma
yaşamak için her zaman bir sebep vardır
there is always a reason to live
expr.
Trade/Economic
88
Ticaret/Ekonomi
(hesabın eksiye düşmesi durumunda bankanın her bir para çekme işlemi için aldığı) para çekme ücreti
withdrawal fee
i.
89
Ticaret/Ekonomi
ithal edilen her bir madde için tek bir gümrük vergisi oranı
single-column tariff
i.
90
Ticaret/Ekonomi
her alım için aynı miktarda nakit ile düzenli aralıklarla menkul kıymet satın alınan bir sistem
dollar day
i.
Politics
91
Siyasal
seçimlerde bir kimsenin aday gösterilebilmesi için onayı gereken sekiz seçmenden her biri
assentor [brit]
i.
92
Siyasal
abd savunma bakanlığı'nın yasal bir görev olarak genelkurmay başkanına her yıl gönderdiği, acil durum planlaması için izlenecek politikaları içeren yazılı kılavuz
contingency planning guidance
i.
93
Siyasal
abd savunma bakanlığı'nın yasal bir görev olarak genelkurmay başkanına her yıl gönderdiği, acil durum planlaması için izlenecek politikaları içeren yazılı kılavuz
cpg (contingency planning guidance)
i.
Technical
94
Teknik
eğimin her altı metresi için bir mil ekleme
equating for grades
i.
95
Teknik
flok yelkeni ve kontra flok halatlarını açmak için cıvadranın her iki yanından çıkan bir uskundra
whisker
i.
96
Teknik
her türden açısal ölçüm yapmak için kullanılan bir alet
holometer
i.
97
Teknik
sahnede belirli ışıkları kontrol etmek için kullanılan bir dizi devreden her biri
section
i.
98
Teknik
her bir … için
per
ed.
Automotive
99
Otomotiv
her silindir için bir egzoz boru ve susturucusunun olduğu sistem
duals
i.
Aeronautic
100
Havacılık
her bir için
per
ed.
Marine
101
Denizcilik
genelde havayolculukları için kullanılsa da her türlü ulaşım için de geçerli bir terim
higher rate intermediate points
i.
Mining
102
Maden
platformdan platforma atılarak yükseğe taşınan cevheri bir arada tutması için üst üste yerleştirilmiş bir dizi platform veya nişten her biri
shamble
i.
Medical
103
Medikal
her hastalık için bir hap
a pill for every ill
i.
Anatomy
104
Anatomi
boyundaki omurilik köklerinden meydana gelen, diyaframı sinir sistemine bağlamak ve nefes alıp vermeyi kontrol etmek için göğüs kafesinden geçen bir çift sinirden her biri
nervus phrenicus
i.
Math
105
Matematik
denklemin her iki tarafındaki değerlerin aynı olduğunu belirtmek için kullanılan bir ifade
be
i.
106
Matematik
uzayda bir noktanın yerini belirlemek için kullanılan üç koordinattan her biri
spherical coordinate
i.
Chemistry
107
Kimya
birleşen her bir iyon için tek bir hidrojen iyonu bulunduran (molekül)
monohydrogen
s.
Biology
108
Biyoloji
yavrunun her ebeveynden birer kalıtımsal faktör edinmesi için gamet oluşumunda her bir kalıtsal faktörün iki kopyaya ayrıldığını ortaya koyan ilke
law of segregation
i.
109
Biyoloji
belirli bir karakteristiği ifade etmek için bir arada bulunmaları gereken gen çiftlerinden her biri
complementary gene
i.
Breeding
110
Hayvancılık
üremeleri için bir araya getirilmiş hayvan çiftlerinden her biri
mate
i.
Forestry
111
Ormancılık
kesilip yere devrilmiş her bir ağaç için en az bir yeni ağacın dikildiği sürdürülebilir orman
managed forest
i.
Social Sciences
112
Sosyal Bilimler
her yıl haziran ayında lgbtq+ topluluğunu anmak için kutlanan bir ay süren kutlama
pride month
i.
Linguistics
113
Dilbilim
genel anlamı ifade etmek yerine kaynak metinde karşılık gelen her kelime için hedef metinde yeni bir kelime kullanan
word-for-word
s.
History
114
Tarih
antik roma'da her yıl kötü ruhları kovmak için düzenlenen bir festival
lemuralia
i.
115
Tarih
prensin her bir eyaletteki yetkiliye halkı askere alıp silahlandırmaları veya savaşa hazırlamaları için verdiği pay
commission of array
i.
Religious
116
Dini
tarihi belirgin dönemlere bölüp her bir dönem için tanrı ve insanlar arasında farklı bir ilişki bulunduğunu öne süren bir protestanlık öğretisi
dispensationalism
i.
Meteorology
117
Meteoroloji
bilim adamları tarafından sinoptik manyetik, meteorolojik veya diğer fiziki gözlemleri yapmak için belirlenen bir dizi özel günden her biri
term day
i.
Military
118
Askeri
münferit birinci derecede hazır ihtiyat için askerlerin her yıl tabii olduğu bir günlük etkin görev
annual screening
i.
119
Askeri
askeri operasyonlardaki her bir savaş alanı boyutunun etkilerini tasvir etmek için kullanılan savaş alanı ürününe ilişkin ortak bir istihbarat hazırlığı
modified combined obstacle overlay
i.
120
Askeri
askeri operasyonlardaki her bir savaş alanı boyutunun etkilerini tasvir etmek için kullanılan savaş alanı ürününe ilişkin ortak bir istihbarat hazırlığı
mcoo (modified combined obstacle overlay)
kısalt.
Sport
121
Spor
her bir tur için farklı bir yüzme stilinin kullanıldığı yüzme yarışı
medley
i.
122
Spor
(poligon atışında) yarışmacıların her atış için para ödediği bir yarış şekli
pool
i.
123
Spor
(bilardoda) rakibin aldığı her puan için oyuncunun bir puanının düşürülmesi
discount
i.
124
Spor
her bir tur için farklı bir yüzme stilinin kullanıldığı yüzme yarışına ait
medley
s.
125
Spor
her bir tur için farklı bir yüzme stilinin kullanıldığı yüzme yarışı ile ilişkili
medley
s.
Tennis
126
Tenis
her iki taraf da 40 sayı aldıktan sonra oyunu kazanmak için bir tarafın iki kez üst üste sayı almasını gerektiren beraberlik durumu
deuce
i.
Card
127
İskambil
her oyuncuya dört kartın dağıtıldığı ve en iyi beş kartlı eli oluşturmak için oyuncuların kartlarından ikisini yerdeki üç kartla birleştirmesi gereken bir poker oyunu
omaha
i.
Art
128
Sanat
(balede) atılan her iki adım için bir tam dönüş yapmak
chaine
f.
129
Sanat
balede atılan her iki adım için bir tam dönüş yapılan hareket ile ilgili
chaine
s.
Music
130
Müzik
her bir tuşu için birden fazla borusu olan borulu org düğmesi
mixture
i.
131
Müzik
her bir tuşu için birden fazla borusu olan borulu org düğmesi
mixture stop
i.
Slang
132
Argo
(bir şeyi yapmak) için her şeyini vermek
give (one's) left nut to (do something)
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of her bir ... için
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy